Önce kime saygı duyulmalı?

Şu günlerde aklıma takılan yegane sorudur; önce kime saygı duyulmalı? Hemen akla gelen tabi ki kendimizdir. Aklın üreteceği en mantıklı cevap budur. Devamında; nasıl saygı duyulmalı ? Sorusu geldiğinde, akıl birden fazla mantıklı cevaplar üretiyor. Sanki birisi ezberletmiş gibi beliri verir. Bu beliri vermenin bilinç altımı yoksa yetişme tarzından dolayı mı çıktığını tam kestiremiyorum. Ama bilinç altı çok daha mantıklı geliyor. Çünkü hayatta kalmak için gereken asgari bilgiler bilinç altında yatar. Bunlardan biriside "ben" duygusudur. Öncelik, kendisini yaşatabilmektir. Bu "ben" duygusunu açarsak, kendisini daha iyi hissedebilmek için kendine saygı duymak zorunda olduğunun çıkacağını düşünüyorum. Ama gerçekte başkalarından saygı beklemek için hayatımızı şekillendiriyoruz. Halbu ki bilinç altımıza uymayan bir durum.

Her insanoğlu bu yüzyılda belli bir süre eğitim aldıktan sonra, hayat koşulları ve isteğine göre mesleğini seçer. Bu geçen süre ve devamında saygı bekler. Bu saygıyı hak etmek için öncelikle saygı duyulacak davranışlar ve hareketler yapmak zorundadır. Buna göre hayatlar ve karakterler şekillenir. Birde  katı,huysuz,bencil,acımasız,sinirli ve yalancı gibi özellikler yerleşebilir. Sırf saygı duyulmak için gerekirse kötü bile olunur. Yaşayacağımız hayatın süresi belli. Bu süre içerisinde taş üstüne taş koymak için her birey çabalıyor. Azim ediyor ve bir şeyler yapıyor. Ama burada kendine saygı duymayı unutuyor. Bilinç altında yatanı karşılamıyor. Başkalarının saygı duymasını istiyor. Onlar için olmaması gereken insan oluyor. Halbu ki kendisine saygı duysa başkalarının gıpta ile bakacağı bambaşka bir insan olur. Ama sadece kendini ait hissettiği topluluk için eziliyor,bükülüyor ve saygı istiyor. Saf güzellikten yaratılmışız. Önemli olan bu saf güzelliği kullanarak parlamak. Öncelik, beğenilen topluluktan saygı beklemek olmamalı kendine saygı duymak olmalı. Dünyaya damga vuran insanlara bir bakarsak nasıl sarsılmaz bir karakterlere sahip olduklarını görürüz. Görürüzde bunun kaynağının bizde de olduğunu anlamayız. O vakit bir topluluk değil başka topluluklarda sayacak ve sevecektir.  Unutmayın akıl her zaman çalışır ve bir şeyler başarır.  Sonunda saygı kazanılır. Ama önce kendinizi sayın.

Şöyle bir düşünün bu savaşlar ve buluşlar nasıl birleşiyor da bizi öldürüyor. Çok canice ve vahşice olan savaşların bu yüzyılda bile olmasının sebebi başkalarının saygısı içindir. İnsanoğlunun yaşadığı en iyi medeniyet seviyesindeyiz. Nasıl hala bu savaşlar ve katil buluşlar yapılıyor? Onu bırakalım eski sömürü sistemi bu yüzyılda ekonomi sistemimizdir.Sizce bu düzen nasıl hala devam ediyor? Cevaplar belli. Bir birey neye muhtaç bırakılıyor ise ona göre şekillenir. Toplumda böyle şekillenir ve ülkelerin kararları bunlara göre verilir. Aslında bir insan ilk kendisine muhtaçtır. Bunu unuttuk biz... Bunu gösteremedik. Önce sen diyemedik. Önce bizden saygı duy ve bizden saygı bekle dedik.

Kendinizi eleştirmeyi sevin. Gerçekçilik her zaman mutluluk kaynaklarınızdan olsun. En güzel hayalleri kurun ve gerçeklerle birleşebilecek hayallere koşun...

Yorumlar

  1. Hayallere inanalım hayal defterimize renkli mutlu notlar alalım ve zamanı geldiğinde tek tek gerceklestırelim:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şirin yorumun için teşekkürler :). İnşallah gerçekleştirebiliriz :)

      Sil

Yorum Gönder

En Popüler Yayınlar

Windows da Mingw ile Qt yi statik derlemek

Casio fx-9860gii SD ile Programlama

Utku Radyo